9 Kasım 2010 Salı

Son ışıklar söner...Biter akşam!

                                                                                                       


Yalnızlığa alışmalı ya hani...Mümkün müdür acaba?Alışılır mı o korkunç görünen duyguya...Duyunca korkulan kelimeye.Bilmiyorum...İşin kötüsü yine anlaşmazlıklardayım!-Kalbim;alışmak yok öyle bişeye nefes aldığımız sürece,diye tepinirken-Beynim;işimiz yok başkalarıyla yalnız gelmedikmi zaten varsın öyle olsun bundan sonrada kafamız rahat olsun diye konuşuyo bi bürokrat havasında...Kulaklarım duyar ikisinide...Gözlerim görür olanı biteni...Dudaklarım mı?-Mühürlü sanki...Bilmezdim bu kadar sessiz bi ağzımın olduğunu!Daha neler öğreticek bu beden bana bakalım...Merak!



Onca kalabalığın içinde yalnız olmanın bi başka görünümü mü bu acaba?

Bakıyorum,gülüyorum ben buna hep.Kucağımdaki su torbasına gösterdiğim şevkatse kıskanılmicak gibi değil ahtapot misali sarıp sarmalamak bu olsa gerek :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder