18 Mayıs 2012 Cuma

Aman nası bi saçmalamak bu?

Hadi şu gecenin köründe azcık saçmalayalım.Uygun mudur?
İçten içe nasıl bi korku biliyo musun şu finaller.Tam bu zamanda oluyo ne oluyosa.Bile bile sonunu yapıyosun yapacağını.
Yapıyorum yani.
Yatıyorum mesela,geziyorum mesela deli gibi içim içime sığmaz hallerde kıpır kıpır falan oluyorum gereksiz...
E adettendir sınav öncesi böyle olmak bende,ki yerimde duramıyim.Ona buna sataşıp ortalıkta şebeklik yapıyım.Bir Gülşah klasiği.

Beni de bu güzel havalar mahvetti biliyo musun sevgili Orhan Veli.Yaramıyomuş bize meğerse bu güzel havalar dimi...Görüyo musun bak koca Orhan Veliyle bi ortak noktamız varmış düşününce şimdi?

Yok ama artık bi akıllanmak ki başıma gelen anlat anlat bitmicek cinsten.Sabrıma kuvvet...
Bak gece köründe bile fikircezimde final korkusu.Tövbeler tövbesi.
Bu işkence değil de ne şimdi bi söyleyin bana.Sınavları napmalı?-minareden atmalı...
E ama ben söyledim baştan saçmalayalım diye.
Uyusam çok faydalı olmaz mı sence de?



Onu bunu bırak bide,hayatımın bi bölümünü şunlara adamışlığım var biliyo musun.Hey gidi...
Evin her köşesi kağıt parçası olurdu.Kızardı annem "geze geze kağıt mı kesilir be çocum tuhafsın ya"diye...
Kıyamam.
Kaç poşet kıyafet vardı ama.En birinci bendim.Diyorum ya,o dönemi bunlara adadım diye.Manyakmışım hakkaten.Olsun ablamın hala tavan arasında saklanan o peçetelerinden daha mantıklıydı en azından.(Baya bildiğin kıskanırdım hala kıskanırım baksana triplere.)
Koca sülale seferber olurdu o manyak peçetelere yahu.Yok böyle bişey...Hakkaten işi gücü yokmuş insanların...


(Şu noktada devreye girmesi gereken bi uyarı olmalı bence artık.Tamam durun ben yapıyorum onu da,önünü alamicaz yoksa.)

-Ne diyosun be kızım ya,yat uyu!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder